. Tam yüz yıl önce imkansızı başaran bir Mustafa Kemal önderliğinde umut dolu ideallerle kurulan cumhuriyet rejimimizin yıldönümünü bu kadar buruk kutlayacağımızı düşünemezdik. Ancak ekonomik büyüklüğümüz ve altyapı sistemimiz dışında kalan pek çok kurumumuz sıralamada bizden daha alt sıralarda yer alan İsveç, İsviçre, Norveç, Belçika, İrlanda gibi ülkelerle kıyaslanamayacak kadar kötü. Yetkilerin tek elde toplanması 2023 Türkiye’sinin sosyal dokusunu da bozmuştur. yılına içimiz buruk giriyoruz. Kurumlarımıza neler oldu? Üzerinde tartışmayacağımız konularda bile eski hesaplara dönmek, ekonomik yıkıntılarını 1950’li yılların ortalarına kadar taşıdığımız Osmanlı Devleti’ne öykünen, o günleri “altın çağlar”mış gibi hatırlayan, toplumu bir Osmanlı toplumuna dönüştürme hayalleri kuran ve bu hayallere her gün küçük adımlarla yaklaşan bir iktidar var. Bugün şık kıyafetler, güzel müzikler eşliğinde kutlanan Cumhuriyet baloları aslında toplumun nasıl kutuplaştığının da bir göstergesidir. Ve fillerin altında ezilen çimen misali bu uygulamalardan memnun olmayan ancak itirazlarının siyasi temsil imkanını da bir türlü bulamayan seçmen kitlesinin % 48’ini oluşturan mutsuzlar toplumun diğer bir hattını oluşturuyor. Bugün işte bu sebepten Cumhuriyetimizin 100. 2022 Dünya Bankası verilerine göre Türkiye 906 milyar dolar üretim büyüklüğü ile dünyanın en büyük on dokuzuncu ülkesi. Yıllar içinde sanayide, eğitimde, altyapıda ve hemen hemen her dalda elbette güzel adımlar atıldı.
. Bugün şık kıyafetler, güzel müzikler eşliğinde kutlanan Cumhuriyet baloları aslında toplumun nasıl kutuplaştığının da bir göstergesidir. 2022 Dünya Bankası verilerine göre Türkiye 906 milyar dolar üretim büyüklüğü ile dünyanın en büyük on dokuzuncu ülkesi. Bugün işte bu sebepten Cumhuriyetimizin 100. Yetkilerin tek elde toplanması 2023 Türkiye’sinin sosyal dokusunu da bozmuştur. yılına içimiz buruk giriyoruz. Ve fillerin altında ezilen çimen misali bu uygulamalardan memnun olmayan ancak itirazlarının siyasi temsil imkanını da bir türlü bulamayan seçmen kitlesinin % 48’ini oluşturan mutsuzlar toplumun diğer bir hattını oluşturuyor. Tam yüz yıl önce imkansızı başaran bir Mustafa Kemal önderliğinde umut dolu ideallerle kurulan cumhuriyet rejimimizin yıldönümünü bu kadar buruk kutlayacağımızı düşünemezdik. Kurumlarımıza neler oldu? Üzerinde tartışmayacağımız konularda bile eski hesaplara dönmek, ekonomik yıkıntılarını 1950’li yılların ortalarına kadar taşıdığımız Osmanlı Devleti’ne öykünen, o günleri “altın çağlar”mış gibi hatırlayan, toplumu bir Osmanlı toplumuna dönüştürme hayalleri kuran ve bu hayallere her gün küçük adımlarla yaklaşan bir iktidar var. Ancak ekonomik büyüklüğümüz ve altyapı sistemimiz dışında kalan pek çok kurumumuz sıralamada bizden daha alt sıralarda yer alan İsveç, İsviçre, Norveç, Belçika, İrlanda gibi ülkelerle kıyaslanamayacak kadar kötü. Yıllar içinde sanayide, eğitimde, altyapıda ve hemen hemen her dalda elbette güzel adımlar atıldı.